Savannah Claire Madden Hufflepuff IV.Sınıf | Sınıf Başkanı
![Hufflepuff IV.Sınıf | Sınıf Başkanı Hufflepuff IV.Sınıf | Sınıf Başkanı](https://i.servimg.com/u/f64/15/54/85/23/gfjfg10.png)
![Savannah Claire Madden](https://2img.net/r/ihimizer/img844/459/kopyas47790417.png)
Mesaj Sayısı : 15 Kayıt tarihi : 22/08/10
Bilgiler Özel Yetenekler: Quidditch Mevkisi: Kaptan & Vurucu Rpg Puanı:
![Savannah Claire Madden Left_bar_bleue](https://2img.net/i/fa/i/left_bar_bleue.jpg) ![95/100](https://2img.net/i/fa/i/full_bar_bleue.jpg) ![Savannah Claire Madden Empty_bar_bleue](https://2img.net/i/fa/i/empty_bar_bleue.jpg) (95/100)
![Savannah Claire Madden Empty](https://2img.net/i/empty.gif) | Konu: Savannah Claire Madden Paz Ağus. 22, 2010 2:17 am | |
| Başvuran Kişinin; Adı: Aslı Yaşı: 15 Karakterin; Tam Adı: Savannah Claire Madden Özellikleri: Neşeli, umutlu, cesur Fiziksel Özellikleriniz(Anlatımla aktarın!): Kızıl saçlara sahip, yüzünde sevmediği ama sahip olmaktan da üzüntü duymadığı çilleri var. Zayıf biri, saçları genellikle düz. Düz bir burna ve şekilli kaşlara sahip.
~Sorular:
I. Bir büyücü olsaydın yapacağın ilk büyü hangisi olurdu?Nedenleriyle birlikte açıklar mısın? Neşelendirme büyüsü, hayatta gerekli olduğu yerler olduğu kesin.
II. Bir büyücü olarak yapmayı en çok sevdiğin şey nedir? Değişik yaratıkları ve bu dünyayı öğrenmek.
III. Büyücü deyince aklına gelen ilk üç özelliği yazar mısın?
Asa, sihir, uçmak
IV.Arkadaşınla birlikte yasak ormandasın.Karşınıza son derece kızgın bir orman yaratığı çıktı ve arkadaşına saldırdı.Ne yapardın?Ayrıntılarıyla açıklar mısın?
Onu orada bırakıp gidecek biri değilim, canavar ona değil bana da saldırmış olabilirdi. Bildiğim saldırma büyülerini uygulardım, olmadı Muggle tarzı eşyalar kullanırdım. Kum, taş...
V.Sana göre Quidditch'teki 3 altın kural?
Snitch'i yakala ^^ Hızlı ol. Rakiplerine şans verme.
Örnek Rp: - En az beş satır olmalıdır.
- Spoiler:
Kafam karışık, ellerim saçlarımın arasında. Yüzümü bu karanlıktan saklamaya çalışıyorum. Karanlıktan korkuyorum, kendime yalan söylemekten de nefret ediyorum. Mümkün olmadığını bilsem de bir ışık aramak için etrafıma bakınıyorum. Ben güçlü ya da cesur biri değilim, ben herkes gibi normal bir kızım. Yani eskiden öyleydim. Hayatımın güzelliğini fark edemediğim için kendime acıyorum. Nasıl böylesine saçma bir hata yapabildim? Bir aptal gibi hayatımı kendi ellerimle mahvettim. Karanlık bir dehlizde gibiyim, kaçacak hiçbir yerim yok. Etrafımı incelerken -incelemeye çalışırken- kendimi nasıl bu kadar kandırabildiğimi düşünüyorum. Nasıl bu kadar kör olabilmişim, nasıl dünyadan bu kadar soyutlanmışım? Hiçbir şeyi fark etmeden her şeyimi kaybetmişim. Şimdi bunları fark etmek canımı yakıyor, körü körüne ateşe gidiyor gibi hissediyorum. Yanan ve sulanmış gözlerimi, toz ve toprak ile kirlenmiş ellerimle ovuşturuyorum. Hiçbir şey değişmiyor. Alışması çok güç, kaç sene geçti aradan. Sezgilerimin güçlendiğini sanıyordum, meğersem hepsini kaybetmişim. İyiyi kötüden ayırmanın basit olduğunu sanırdım, ne kadar yanılmışım da kendimi kandırmışım. Nereye el atarsam atayım bir şeye dokunamıyorum, tutunamıyorum, ulaşamıyorum. Her yer bomboş, koca bir hiçliğin ortasında gibiyim. Histeri yaşıyorum belki, ya da kafayı yedim. Hissettiğim şey, hiçbir şey... Zihnimde birçok düşünce olabilir ama bu algıladıklarımı değiştirmiyor. İstediğine o kadar yakın olmak ama ona ulaşamamak bir kişiyi delirtebilir. Ben ise her defasında elimi atıyorum ve parmaklarımın arasında havadan başka bir şey bulamıyorum. Kör olduğumu kabul etmek zor, bir daha hiç bir şey göremeyeceğim. Hiçbir şey izleyemeyeceğim, kimsenin dış görünüşünü göremeyeceğim. Bir daha ne film ne dizi izleyebileceğim. Hakkımda konuşulurken o kör denilecek, o göremez, o özürlü, hasta denilecek. Asla göz doktoruna gitmem gerekmeyecek, gözlük takmam ya da lenslerle uğraşmam. Bir daha dünyayı gezme hayallerimi tamamen gerçekleştiremeyeceğim. Hep bir yardıma ihtiyacım olacak. Peki, tam anlamıyla ağlayabilecek miyim? Elimin tersiyle yanaklarıma dokunuyorum, kupkuru. Hiçbir ıslaklık yok. Kendimi kandırmanın anlamı yoktu. Dünya üzerinde değer verdiğim her şeyimi kaybetmiştim. Ailemi, sevdiklerimi, köpeğimi ve onu... Sevdiğimi. Benim yerime bir başkasını seçtiğine inanamıyordum. O kadar zordu ki inanmak. Oysa evleneceğimize dair söz vermiştik birbirimize. Bir sözden dönmek bu kadar basit mi, birini sevmeyi bırakıp başka birini sevmeye başlamak bu kadar kolay olabilir miydi? Bir dolunay gecesinin hayatımın en güzel gecesi olacağını kim tahmin edebilirdi ki? Onu o kadar özlüyorum ki artık acıtıyor. Yüzü her an aklımda. Bana gülümserken ki halini, nazikçe elimi tutuşunu ve beni en sonunda ret edişini. Koşarken çakıl taşlarının ayakkabılarımın altında eziliş sesini duyuyorum. Ağaçların bana sanki el veriyormuş, yardım ediyormuş gibi dallarını uzatmalarını hissedebiliyorum. Bazıları yüzümü çiziyor, artık kaybedecek bir şeyim kalmamıştı. Gecenin karanlığı çökmüştü, art arda ürpertiler yaşıyordum. Ne kadar süredir koştuğumu bilmiyorum, belki yarım saattir belki de yarım gündür. Şimdi dünyanın bir ucunda o da beni düşünüyor muydu, beni tamamen unutmuş olabilir miydi? Dizlerim artık tutmuyordu, taşıyamıyordu beni. Yüzüme çarpan bir şey hissettim, bir darbe. Ve soğukluk, taş gibi. Zemine yığılmış olmalıydım, ellerim bile tutmuyordu artık. Boynumun üstünde bir hareketlilik hissettim, belki bir böcekti. Belki daha kötüsü, belki çok daha kötüsü. göremezdim, yürüyemezdim, hareket edemezdim. Günlerdir bir şey yememiştim, doğrusunu söylemek gerekirse daha fazla yaşamak istemiyordum.
Bu kızda kim? Önümde yirmi yaşlarında bir kız var ve önünde diz çöken bir adam. Adamı tanımak zor değil. Onun yüzünü yaşlansa bile tanırım. Bu o. Dizlerinin üzerinde çöken ve karşısındaki kızın elini, eline alan adam William’dan başkası değil! Kızın kıkırdayışını duyuyorum. Sesi o kadar hoş ki, insana ister istemez huzur veriyor. William’ın saçları her zamanki gibi dağınık ama hoş. Onlara dokunmak için can atıyorum ve onun sesi için yanıp tutuşuyorum. “Yüce Tanrım!” Sonunda, William konuşuyor. Onun, o yarı İngiliz aksanı hala yerinde gibi görünüyor. Yine kibar davranıyor ve soluksuz kalıyorum. “Kabul et.” Bir fısıltı duyuyorum. Bu da William’dan geliyor. Kalkıyor ve önünde diz çöktüğü kızın, boynuna yaklaşıyor. Kız, zevkten dört köşe oluyor ve tekrardan kıkırdıyor. “Yapma.” Kız itiraz etse de, öyle bir niyeti yok. William, kızın boynuna narin bir öpücük konduruyor. Kız, kendini geriye veriyor ve William’ın kolları, kızı sarıyor. “Kabul et!” William, bu sefer daha kısık sesle söylüyor ve kızı çok daha sıkı sarıyor. “Beni seviyor musun, William?” Kız tiz ama narin sesiyle soruyor ve William, onun kafasını kendisininkine yaklaştırıyor. “Seni, her şeyden öte seviyorum. Seni, bütün kalbimle, ruhumla seviyorum. Tanrı biliyor ki, sen bu dünyada istediğim tek şeysin.” William’ın bu lafları beni duygulandırıyor. Derin bir iç çekiş duyuyorum ama kimden geldiğini anlayamıyorum. William, kızın başını kaldırıyor, alnını onunkine yaslıyor ve etkileyici gözleri ile kızın gözlerinin içine bakıyor. Öyle yumuşak bir bakışı var ki, karşısında ben olsam şimdiye bayılırdım. “Ya sen, sevgilim?” William, nazikçe soruyor. “Bende seni bütün ruhumla seviyorum.” Kız, yalan söylüyor. Kesinlikle yalan! William’ı ben seviyorum. Bu kız, yalancıdan başka bir şey değil! “Kabul et, öyleyse aşkım.” William kanma buna! Hiç-hiç kimse, seni benden daha çok sevemez! “Seni ne kadar uzun zamandır bekliyorum.” “Ah William, dalga geçme. Çok da uzun bir süre değil.” Kız, kafasını biraz geriye çekiyor ama tamamen de uzaklaşmıyor. “Kabul ettiğini söyle, sevgilim. Kabul et.” William’ın sesi daha da yumuşuyor ve kızın dudaklarını, kendininkilere bastırıyor. HAYIR! İŞTE BUNA DAYANAMAM! “Sana inanabilir miyim, William?” Kız, başını beş santim geriye çekiyor ve William’ın kendisini belinden sarmasına izin veriyor. “İnanabilirsin sevgilim.” Bağırmak istiyorum. Kız, “Ah, William. Beni gerçekten sevdiğine inandır!” diyor ve William’ın kollarından sıyrılıp, nazik hareketlerle ondan kaçıyor. On beş metre kadar ötesine gidip duruyor ve William’ı bekliyor. “Ne yapmamı istersin?” William, canını bile ortaya koyabilecek gibi görünerek, kıza doğru etkileyici adımlar atıyor. “Etkile beni, William. Beni gerçekten sevdiğine dair inandır ve bende kabul edeyim.” Kız, William kendisine yaklaştıkça gülümsüyor ve saçıyla oynamaya başlıyor. Kahverengi saçları ancak omuzlarına geliyor. William, büyülenmiş bir halde kıza yaklaşıyor ve yeniden ellerini, kendi ellerinin arasına alıp, onları okşuyor. Kız, diğer elini de uzatıp William’ın elini tutuyor ve onlardan güç alarak tek ayağının üzerinde, yüzünü William’ınkine yaklaştırıyor. William, gözlerini kaçırmadan kızın gözlerine bakıyor. Gözleri oldukça yumuşak ve büyüleyici. Kız da geri adım atmıyor ve William’ın burnunun ucuna bir buse konduruyor.
Bir rüya gördüğümü anlamam saatlerimi almıştı. Onun başka birini sevdiğini düşünmesi bile benim ölüm sebebim. O, benim için sudan, yiyecekten hatta oksijenden bile daha önemli. Onlarsız yaşayamayışım gibi William’sız da var olamam. Sessizce ağladığımı fark ettim, William’ın benim için olan değerini şimdi çok daha iyi anlayabiliyordum. Onsuz kim değil, ne olacağımı biliyordum. Hayatımdaki en iyi şeyin o olduğunu daha iyi kavrıyordum. Keşke onu aklımdan çıkarabileyim! Bu, en zoruydu. Aklımı, duyu organlarım gibi durduramıyordum. Eskiden görmek istemediğimde gözlerimi kapatabilirdim, koku almak istemediğimde nefesimi tutabilir, tat almak istemediğimde gezimi tıkayabilir ya da duymak istemediğim de kulaklarımı tıkayabilirdim ama düşünceleri duymak istemediğimde bu imkânsız gibi bir şeydi.
2 yıl sonra
Lütfen efendim, lütfen elinizdeki içkiyi bana verin. Git başımdan Charlie, sana paranı ödediğimi sanıyordum. Ya şimdi ya da asla anlamıyorsun. Sen benim geçtiğim yollardan geçmedin, hiç bir şey görmedin. Efendim, bunları atlatabilirsiniz, size yardım ederim. Lütfen, bırakın yardım edeyim. Sana git dedim. Sadece bir içki ha, işler öyle değildi. İçkinin içerisinde etkisini çabuk gösterecek bir zehir vardı, panzehiri olmayanlardan. Bunun dönüşü yoktu, artık bunu istediğimi gayet iyi biliyordum. Sevdiğini görmezse intihar edeceğini söyleyen tiplerden değildim ben, onun şimdi nerede olduğunu biliyordum. Benim gideceğim yerdeydi, bu yüzden gitmek istiyordum. O beni seçmemiş olabilirdi, bir başkasını bana tercih etmiş olabilirdi ama bu onun mutlu olmadığı anlamına gelmiyordu. Son günlerinde yanında değildim, olamadım. Onun öldüğünü haftalar sonra elime ulaşan bir telgraf ile anladım. Şimdi önümde durmuş, losyonunun kokusunu alabildiğim bu adam geçmiş beni durdurmaya çalışıyordu. Yıllar önce beni kurtarmış olabilirdi ama bugün kurtaramayacaktı. Yaklaşma Charlie, kör olabilirim ama sağır değilim. Efendim size yalvarıyorum, daha yaşayacak güzel günleriniz var. Güzel günlermiş, sana güzel günlerin ne olduğunu söyleyeyim. Sevdiğim erkeği sadece 19 gün önce kaybettim, birkaç dakika sonra ise 20 olacak. Evet, saate bakmama gerek yok biliyorum bunu. Yaşamak için herhangi bir nedenim yok. Her sabah kalktığımda "Geceleyin Azrail beni almış olsaydı." diye düşünüyorum, her akşam yatarken ise bunu dilemekten usandım. İnsanların bana bir yükmüşüm gibi bakmasından sıkıldım, ben de bir insanım. Herkes gibiyim ben de Charlie, neden bu kadar çok sıkıntı çektiğimi bilmiyorum. Nerede yanlış yaptığımı, nerede insanları gücendirdiğimi bilmiyorum. Seni de usandırmadan önce bana değer veren en azından bir kişi olsun istiyorum. Efendim eğer şimdi intihar ederseniz gözümde hiçbir değeriniz kalmaz. Kendi canına kıyan bir kişiyi asla affetmem. Şimdi böyle diyorsun çocuk, beni korkutmak için. Hayır efendim doğruyu söylüyorum. Ne yaptığımı düşünmeden bardağı dudaklarıma dayadım, Charlie'nin nefesini tuttuğunu biliyordum. Ne yapacağımı merak ediyor gibiydi. Bardağı ağzımdan uzaklaştırdım hıçkırmaya başlamıştım. Artık istemiyorum, artık... Artık karanlık istemiyorum, onu görmek istiyorum. Yeni bir resmini, en azından bedenini görebilmek istiyorum. Anlamıyorsun, bu tek seçeneğim. Buna ihtiyacım var...
| |
|
Seçmen Şapka Öğrencileri Binalara Ayıran Seçmen Şapka
![Öğrencileri Binalara Ayıran Seçmen Şapka Öğrencileri Binalara Ayıran Seçmen Şapka](https://i.servimg.com/u/f64/15/54/85/23/seceme10.png)
![Seçmen Şapka](https://2img.net/r/ihimizer/img3/330/harrypottersortinghat.jpg)
Mesaj Sayısı : 35 Lakap : Seçmen Kayıt tarihi : 18/08/10
Bilgiler Özel Yetenekler: Quidditch Mevkisi: Rpg Puanı:
![Savannah Claire Madden Left_bar_bleue](https://2img.net/i/fa/i/left_bar_bleue.jpg) ![100/100](https://2img.net/i/fa/i/full_bar_bleue.jpg) ![Savannah Claire Madden Empty_bar_bleue](https://2img.net/i/fa/i/empty_bar_bleue.jpg) (100/100)
![Savannah Claire Madden Empty](https://2img.net/i/empty.gif) | Konu: Geri: Savannah Claire Madden Paz Ağus. 22, 2010 3:53 am | |
| | |
|