Elena Melanie Heloise

Yine babamın o cırtlak sesli horozunun sesiyle uyandım.Bu horozun tüylerini bir gün teker teker yolucam ve sonrada onu kızartıp yiycem.Ne güzel olurdu.Saat altı buçuktu.Evet Bella toparlan,ahır ve tavuklar seni bekliyor.Ne güzel bir gün değil mi?Üstüme hantal bahçıvanımı ve botlarımı giydim.Burada güzel bir şey giyilmez.Çünkü her yer leş gibi kokuyor.Aşağıya indim.Charlie yine yemek masasına oturmuş,gazetesini okuyordu."Günaydın peder."dedim.O da "Günaydın Bella."dedi gülerek."Kahvaltı etmiyicek misin?"dedi."Hayır moruk.Ahırı temizliyim ondan sonra ederim."dedim.Charlie'ye lakap takmayı gerçekten seviyordum.Charlie başıyla onayladı ve ben de o lanet ahıra doğru gittim.Küreğimi ve süpergemi aldım ve ahırı temizlemeye başladım bir yandan da sövüyordum."Ah,Jony...Yine batırmışsın ortalığı bu bana yapılır mı yaa...Tembel inek.".Ahırı biraz temizledim ve sonra kürekle süpergeyi bıraktım.Tawukların olduğu yere gittim.Onlara biraz yem verdim ve yumurtalarını aldım.Tüyler ve pisliklerde cabası.Hemen yukarı çıktım ve banyo yaptım.Banyo yapsam bile o kötü ahırın kokusu üstümden çıkmazdı ki.Neyse banyo yaptım ve çıktım.Saçımdaki pislikler birazda olsa gitmişti.Kot pantolon ve birde üstüne kısa kollu bir blüz giydim.Ayakkabılarımı değiştirmedim eğer değiştirirsem bir daha o ayakkabıları giyemezdim.Aşağıya indim.Kahvaltı için yumurta haşladım.Çay,kızartılmış ekmek ve bir de sarımsak.Sarımsak vazgeçilmezlerimdendir.Evet biraz tuhaf biliyorum ama hobi işte.Sarımsağımı tuza banıp ağzıma attım.Biraz kötü kokuyor doğru ama kokusunu gerçekten seviyorum.Kahvaltımı ettim ve mutfağı toparladım.Sarımsak kokusunu sevsemde dişlerimi fırçaladım.İçimden gerizekalı Jacob inşallah bugün gelmez derken sarsuk kapımda bitti.O çocuğu sevmiyorum ama iyi arkadaşlık ediyor.Bu arada Jakob’a Cake demeye bayılıyorum alışkanlık işte.Alice ve Rosa'da birazdan damlar.Kapıya gittim ve kapıyı açtım.Jacob elinde çiçeklerle "Bella,gülüm.Sana çiçek aldım.Hemde en tazesinden."dedi Jacop."Jacob böle davranmayı kesmelisin.Yeterince midemi bulandırıyorsun zaten."dedim.O da çekinerek "Tamam,Bella."dedi."Hadi buradan çıkmam lazım Cake.Burasıda midemin içine..."derken "Tamam,Bella."diyerek beni kolumdan tutup dışarı çıkardı.Of bu çocuğun heyecanını hiç anlamıyorum.Sonra Cake'yi tuttum ve durdurdum."Sakin ol Cake.Hadi şu banka oturalım Alice ve Rosa birazdan gelirler."dedim.Biraz oturup bekledik.Sonra Alice ve Rosa geldi.Rosa ve Alice yanımıza oturdular ve heyecanlı heyecanlı birşeyler anlattılar.Yarım saat onları dinlermiş gibi yaptım ve "Hadi gölete gidelim."dedim.Gölete gittik ve taş sektirme yarışı yaptık.Tabi ki ben kazandım.Günüm böyle geçti gitti.Cake Alice,Rosa ve beni evlerimize bıraktı.Eve geldiğim posta kutusunda bir şey gözüme çarptı.
"Tanyadan mektup mu gelmişti acaba."dedim ve koşarak mektubu aldım.Tanya'dandı.
"Sevgili kardeşim Bella...
Bu hafta içinde oraya geleceğim.Seni çok özledim.Kısa kesiyorum geldiğim gün anlatırım.Sakın çok fazla heyecanlanma,fazla heyecan yaptığında ne olduğunu biliyorsun.Öptüm..
Tanya..."Amann Tanrıııım!Tanya geliyordu.Obaa...Ah!Gelmesini dört gözle bekliyeceğim.Hayatım ilk defa değişik olacaktı.Bunu Charlie'ye söylemeliyim."Pederrr...Tanya buraya geliyor."dedim sevinçle oda "Hadi yaa..Ne zaman?"dedi heyecanla."Bilmiyorum...Bu hafta içinde geleceğini yazmış.Ah Charlie çok mutluyum.Hadi ben kaçar.Uyumam lazım."dedim.Merdivenleri hızlıca çıktım.Üstümü değiştirdim.Yarın gerçekten güzel olacaktı.Hissediyordum.Yarın ahır ve tavuk olmaması umuduyla gözlerimi yumdum...