Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Eleadora Cauas

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Eleadora Cauas
Slyterin IV.Sınıf
Slyterin IV.Sınıf
Eleadora Cauas


Mesaj Sayısı : 5
Lakap : Dora
Kayıt tarihi : 17/11/10

Bilgiler
Özel Yetenekler:
Quidditch Mevkisi:
Rpg Puanı:
Eleadora Cauas Left_bar_bleue90/100Eleadora Cauas Empty_bar_bleue  (90/100)

Eleadora Cauas Empty
MesajKonu: Eleadora Cauas   Eleadora Cauas Icon_m21Çarş. Kas. 17, 2010 9:54 pm

Eleadora Cauas

Sadece benim ve sevdiklerimin hüküm sürdüğü, bizim yönettiğimiz ve kimsenin olmadığı bi' dünya olsaydı eğer, belki bu kadar acımasız olmazdım. Ama muggle ve melezlere karşı bu kadar nefret dolu olmamı sağlayan ben değilim, onların suçu. Sahip olduğum her şeyi elimden aldılar, hayallerimi darmadağın ettiler, bunları hak etmemiştim. Annem de babamın onu terk etmesini hak etmemişti. Sonrasında bi muggle'la evlendi ve o da kaybetti; beni, ikizimi, sevgimizi... Hayatımdaki tek eğlence ise, intikam almak. Bunu seviyorum. Bana yapılanlar karşılıksız kalmaz hiç bi zaman. Çünkü hayatta kimsenin yaptığı yanına kalmaz... En azından ben yanına bırakmam.

Tam olarak hatırlayamıyorum o günleri. Babam, annemi bıraktığında ikizim Lady ve ben 4 yaşındaydık. Henüz doğru düzgün büyü yapmayı bilmiyorduk bile, fakat babamın asasını çalmak kadar eğlenceli bir şey yoktu bizim için. Asayı taşımak küçük kollarımıza göre zordu, o kadar çok seviyorduk ki o büyülü şeyi, elimizden bırakmak istemiyorduk. Annem asayı elimizde görünce kızardı, babam geldiğinde saklardık. Yemek vakti geldiği zaman sofraya oturmak yerine asayla oyun oynardık, huzurlu olduğumuz tek oyun şekli buydu nedense... Sonra annem ve babam gelince asa ortalıktan kaybolurdu. Lady onu genelde yatağın altına saklardı. Bizi kucaklarına alıp yemek masasına oturturlardı, ve mutlu ailemizle birlikte sıcak yemeklerimizi yerdik.
Yine böyle bi' günde asalarımız yardımıyla Lady'yle birbirimize şakalar yapıyorduk. Asayı elime aldım, hızla Lady'e doğrulttum. "Aguamenti." Lady ıslanmış suratını elleriyle silmeye çalıştı. Yüzündeki sinirli ifadeyi çok iyi tanıyordum, aynı zamanda ufak bi gülümseme vardı. Bu gülümseme aramızdaki savaşın başladığının bir göstergesiydi. Asayı elimden çekti ve heyecanla tekrarladı. "Aguamenti."
Saçlarım tamamiyle ıslanmıştı. Sular, saçlarımdan aktıktan sonra üzerimdeki sevimli elbiseye damlıyordu. Annemden azar işitmeyi göze alıyorduk, bizi oyun oynamaktan mahrum bırakamazdı. Odanın içinde asalarla koşuşturmaya başladık, durmadan asayı birbirimizden almaya çalışıyorduk, tabii ki kırmamaya dikkat ederek. Islandıkça kahkahalar atıyorduk, ta ki içeriden bağırışma sesleri gelene kadar...
Hemen durdum, Lady sesleri duymamıştı. Sessizce ona doğru fısıldadım: "Asayı sakla." İlk başta anlamadı, algılamaya çalıştı. Bağırışmaları duyunca telaşla asayı yatağın altına koydu. Uslu bir çocuk gibi yere oturup oyuncaklarla oynamaya başladı. Aklım seslerde kalmıştı, oynayamıyordum. İlerledim ve kapının kolunu tuttum, aşağı doğru çevirdim. Kapının açılmasıyla sesler kulağıma daha güçlü gelmeye başlamıştı.
Babam bağırarak annemle konuşuyordu. Aradığı birşey vardı, etrafı kurcalıyordu. Beni henüz görmemişlerdi ve saklanma gereği duymuyordum, fazlasıyla ürkmüştüm. Onları ilk defa bu derece sesli konuşurken görüyordum. Kavga ediyor gibi değillerdi ama babamın sinirli olduğu yüzünden anlaşılıyordu. "Nereye kayboldu bu asa!" Annem neden hiç tepki vermiyor, neden hiç bir şey söylemiyordu? Sonunda ağzından birkaç kelime çıkabildi. "Kızlar almıştır."
Annemin bunu söylemesi üzerine ikisinin bakışları da bizim odamıza yöneldi ve beni fark etmeleri de uzun sürmedi. Annemin bakışları üzüntülü bir hal aldı, babamsa hala sert görünüyordu. "Eleadora, asamı siz mi aldınız?" Bağırmamıştı, oysa ben hala korkuyordum. Kafamı iki yana hayır anlamında salladım. Bana inanmamış gibi görünüyordu. Üzerime doğru yürümeye başladı. Adımlarımı geriye doğru atarak çekildim ve koşarak içeri girdim. Lady kafasını kaldırıp bana baktı. Elinde oyuncak asa vardı. "Noldu ikiz?" Bu soruya cevap vermeme gerek kalmadan babam içeri girdi. Odaya göz gezdirdikten sonra yataklarımızın başındaki komidinlerin çekmecelerine bakmaya başladı. Biran önce bu gerginliğin bitmesini istiyordum, nasıl olsa eninde sonunda asayı bulacaktı... Lady ona doğru yaklaştı, yüzündeki ifade hala çok masumdu. "Ne arıyorsun babacım?" Babam Lady'e döndü, masumluğunu görünce suratı bir anda değişti, babacım demesi onu yumuşatmış gibi gözüküyordu. "Asamı gördün mü Pamelia?" Lady'e her zaman Pamelia derdi. Annem ve ben kısa olması için Lady diyorduk, fakat babam isimleri kısaltmaktan hoşlanmıyordu. Lady cevap veremedi, yüzünü benimki gibi korku dolu bir ifade bürüdü. Babam bizim aldığımızı artık biliyordu ve hala kızmamış olmasına şaşırıyordum. Halbuki az önce annemin yanında bağırıyordu. "Size kızmayacağım. Hadi söyleyin, nereye koydunuz onu?"
Lady gözlerini tereddütle bana çevirdi. Ben kararımı vermiştim, yatağa doğru yürüdüm. Eğilip asayı oradan çıkardım. Babam gülümsedi ve asayı benden alıp odadan çıktı. Kapıyı açık bırakmıştı. Lady ve ben açık kalan kapıdan ona bakıyorduk. Annem de babama bakıyordu, bütün gözler üzerindeydi. Ne yapacağını merak ediyorduk. Belki de annem biliyordu, o yüzden bu kadar sakindi. Babam dolabını açtı ve giysilerini yatağa fırlattı. Yoksa gidiyor muydu? Bizi bırakacak mıydı yani? Sonra asayı eşyalara doğrulttu. "Pack." Giysiler bavulda belirdi ve bavulu aldı, evden çıkıp gitti...
Bu gün bizim miladımızdı, hiç bir şey eskisi gibi olmadı sonra. Babam bir daha gelmedi, annem eskisi gibi mutlu olmadı, biz bir daha çok sevdiğimiz büyüleri yapamadık, hiç bir zaman 4 kişilik ailemizi bir arada göremedik. Birlikte yemek yiyemedik...
Gün geçtikçe büyüyorduk, eskiden yaptıklarımızı özlüyorduk, mutlu değildik. Acımızı ve mutsuzluğumuzu annemle paylaştığımızı düşünüyordum. Fakat bir muggle'la evlendiğinde bütün düşüncelerim değişti. O artık mutluydu ve bizle eskisinden daha az ilgileniyordu. Muggle'larla büyümek istemiyordum, büyüler hakkında yeni şeyler öğrenmek istiyordum, büyü yapmak istiyordum. İkizimde benimle aynı şeyleri düşünüyordu, gittikçe daha çok nefret ediyorduk mugglelardan...
Nefret ettiğimiz mugglelar okulda da etrafımızda dolaşıyordu artık, tiksinircesine bakışlar atıyorduk onlara. Bir de üvey babamızın yeğeni vardı tiksinti duyduğumuz. Biz 10 yaşındaydık ve o bizen 1 yaş büyüktü. Annem bizle oynaması için onu odamıza bırakırdı. Oyuncaklarımı onla paylaşmak istemesemde katlanmak zorunda kalırdım. En sevdiğimiz şeyi, oyuncak asamızı kırana kadar paylaştım, sonrasında nefretim artık dayanamayacağım bir boyuta ulaştı.
O kız bizim çocukluğumuzdan geriye kalan tek varlığımızı kırmıştı, yani anılarımızı, gözyaşlarımızı ve gülücüklerimizi çalmıştı. Bunu Lady de ben de kaldıramamıştık. Anneme söylediğimizde bizi yatıştırmaya, gözyaşlarımızı silmeye ve öfkemizi dindirmeye çalıştı. Ama imkansızdı. O bizi anlamıyordu... Ve kendimizi geri çektik. İyi birer oyuncuyduk artık onun karşısında. İntikam için...
Bir gün herşeyin geçtiğini düşünen saf annemiz bizi onların evine oynamaya götürdü, sanırım dışarıda işi olduğundan evde tek kalmamızı istemiyordu. O gün bizim için büyük bir fırsattı. Sabah erkenden uyanıp düşünmeye başladık. Üzülmesini, acı çekmesini sağlamalıydık, onun bize yaptığı gibi... Konuşurken, kötü planlarımızı düşünürken yataklarımızda uzanıyorduk. Birden Lady olduğu yerden kalktı ve kapıya koşmaya başladı. "Heey, nereye?" dedim ardından. "Annem uyanmadan birkaç uyku hapı almamız gerek." diye yanıtladı ve odadan çıktı. Geri döndüğünde biraz daha düşündük. Sonra ufak oyuncak çantamızın içine iki makas ve uyku haplarını koyduk...
Ufak masum iki çocuk gibi görünüyorduk annemizin elinden tutup düşmanın evine giderken... İçeride gülücükler saçarken de kimse göremiyordu nefretimizi. Gözlerimizde yanan alevleri, mutluluğun pırıltıları sanıyorlardı... Kuzenimizin meyve suyuna uyku ilacı atarken kimse farketmemişti. Ve nihayet evde bizden başka kimse kalmadığında derin uykusunda düşler alemmine dalmış sevgili kuzenimizi yatağına bağladık. Lady sabırsızlanıyordu. Ben daha sakin kalmaya çalışıyordum. Elime makaslardan birini alıp kuzenimin beline gelen altın sarısı saçlarını keserken Lady de camdan gelen var mı diye bakıyordu... saçları oldukça kısa ve düzensiz kırpmaya özen gösteriyordum. İntikamımı alıyordum. Kuzenimiz uyandığındaysa ben camın başına geçtim... O yerlerdeki sarı saçlara bakıp ağlıyordu. Çığlık atıyordu... Bense gülümseyerek "Oynamaktan sıkıldın mı yoksa?" dedim. "Bu oyunu sevmiyorum!" diye bağırdı... "Seni kimse duyamaz, bizimle oynamak zorundasın." dedim soğukkanlı bir biçimde. Lady gidip kuzenimin oyuncak bebeklerini çıkardı ve önüne gelip kalemlerle yüzlerini boyamaya, saçlarını kesmeye, kafalarını, kol ve bacaklarını koparmaya başladı. Bu sırada kuzenimize bakıp gülümsüyordu...
Eve birileri gelip manzarayı görene kadar onun çığlıklarını bastıramadık. Annemin bizi hızla eve götürüp tüm gün bağırdığını ve kilere kilitlediğini hatırlıyorum. Karanlık kilerin soğuk zemininde sarılıp otururken ikizimin de benim de anneme karşı nefretimiz büyüyordu. Birbirimizden başka kimsemiz olmadığını bir kere daha anlıyorduk... Soğuk kilerden çıkana kadar sabrettik. Bu olay annemizin yanına da kalmayacaktı. Bir gün mutlaka o da hesabını ödeyecekti...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
A. Caterina Lilah
Yönetici | Dungeon Master | Gryffindor | IV.Sınıf
Yönetici | Dungeon Master | Gryffindor | IV.Sınıf
A. Caterina Lilah


Mesaj Sayısı : 370
Yaş : 33
Nerden : Phoenix/Arizona
Kayıt tarihi : 18/08/10

Bilgiler
Özel Yetenekler:
Quidditch Mevkisi: Kaptan & Arayıcı
Rpg Puanı:
Eleadora Cauas Left_bar_bleue100/100Eleadora Cauas Empty_bar_bleue  (100/100)

Eleadora Cauas Empty
MesajKonu: Geri: Eleadora Cauas   Eleadora Cauas Icon_m21Perş. Kas. 18, 2010 12:24 am

Anlatım:19
Betimleme:18
Konu:19
Görünüm:15
Yazım kuralları:18

Toplam:89 + 1 = 90
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Eleadora Cauas
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Eleadora Cauas

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Hogwarts'a Başlarken :: Rol Oyunu :: RP Puanlama-
Buraya geçin: